Hayır şampanya değil bir kere Prosecco bu!

Özel bir gündesiniz ve kutlama yapmak istiyorsunuz. Aklınıza ilk gelen içecek ne olurdu?

Çevremde bu soruyu sorduğumda aldığım yanıt hep aynı: Şampanya!

Ancak, son dönemlerde hem yakın çevremde hem de katıldığım etkinliklerde şampanya ve diğer köpüklü şaraplarla ilgili bir anlam kargaşası olduğunu fark ettim. Hele bir de Prosecco daha kolay erişilebilir olduğundan beri…

Her şeyden önce, en prestijli içkilerden şampanyanın tarihçesine kısaca değinelim. Şarabın anavatanı olan Fransa’da, 17. yüzyıl (yy) ortalarında şarap ticareti konusunda bölgeler arası bir savaş vardır. Champagne bölgesi ise sert iklim koşullarından dolayı bağcılığa çok uygun değildir. Bu nedenle, bağcılıkla uğraşan halk üzümü tam anlamıyla olgunlaşmadan toplamak durumunda kalmaktadır. O dönem, bir keşiş olan Dom Perignon Champagne bölgesini ziyaret ettiğinde üreticilere şaraplarını ikinci kez mayalamaları gerektiğini söyler. Daha lezzetli olması için de şişelere biraz şeker ve maya katar. Şişenin içinde tekrar mayalanan şaraplar oluşan gazın basıncıyla patlamaya başlar ve büyük zayiatlar oluşur. Ancak, lezzet bakımından daha önce hiç içmedikleri kadar lezzetli şaraplar elde eden üreticiler çareyi daha sağlam şişe arayışında bulur. Bu arayış Birleşik Krallık topraklarına kadar yayılır. 19. yy başlarında gerçekleşen Fransız – Rus savaşı esnasında Champagne bölgesine gelen Ruslar içtikleri bu değişik aromalı şarabı çok beğenir ve savaş sonrasında ülkelerine götürmeye karar verir. Adına da bölgenin isminden esinlenerek şampanya derler. Namının Rusya’dan İngiltere’ye hızla yayılmasıyla birlikte şampanya, Fransa sarayının en değerli içkisi haline dönüşür.